25 Temmuz 2013 Perşembe

İyi eğlenceler kardeşim

Üniversiteye 17 yaşımda girdim 21 yaşımda çıktım.Başlarken büyürüm diye başladım,başladığım gibi bitirdim.Okumazdan önce ve okurken ertesi gün derdim yoktu.Yarın ve yarınlar için düşündüğüm zamanlarda ertesi günü vizem ya da finalim vardı ama onlar o kadar da önemli değildi,okul bitecekti öyle ya da böyle.Önemli olduğunu düşündüğüm yarınlar da yaşadım tabi,en önemlisi 2009 mayısının 24ünden önceki geceydi sanırım.Ertesi gün inönü'ye gidecektim ve bu benim ilk inönüde maç izleyişim olacaktı.hem de bir galatasaray maçıydı söz konusu olan ve kazanırsak şampiyonuz diyebilecektik.Oldu da,gelecek zamandan temennilerimin hepsi 24 mayısdaki şimdiki zamanda gerçek oldu.Başka başka önemli yarınlarım o zamanları şu an yazarken düşününce var gibi gelmişti ama tekrar tekrar düşününce hatırıma düşmediğine göre yok gibiymiş anlaşılan.Geri kalan tüm günler ise aynı gibi başlar aynı gibi biterdi.Nasıl mı? Ya kahvaltıyla başlar birasız biter,ya kahvaltısız başlar birasız biter,ya da nasıl başladığı önemsiz şekilde başlar bira içince yine nasıl bittiği önemsiz şekilde biterdi.Şimdi tekrar düşündüm,neden o günlerde bugunleri düşünüp neden ne olacağımı planlamadığımı sorguladım yine bulamadım.Hatta daha kötüsü var canım bira çekti.Neyse bugunlerde geçecek elbet değil mi?
Bugunler demişken,artık bugunleri ve yarınları düşünmek zorunda olduğum bir çocuğa dönüştüm.Kötüymüş yarınlar,kötüymüş yarını düşünmek.Düşünmek iyiymiş belki de,hatta düşünmek iyidir ama artık bira içip yarını düşünmek zorunda olduğunu hissetmek kötüymüş ya da kötüdür bunu tam bilemiyorum.Bildiğim tek bişey var yarın ilk defa düşündüğümün gerçek olmasını isterdim ama yine bildiğim bişey var o da tercih hakkımın bu sefer bana ait olmadığı.Benim için seçilen,bana sormadan seçilen yarının kaderi gelsin bakalım,bugun şu an burda eğlence devam ediyor-edecek nasıl olsa.Bi de büyüyoruz-büyüyeceğiz nasıl olsa..



-Hayırlı tezkereler kardeşim

-Saol kanka,sana da iyi eğlenceler,kendine iyi bak! Görüşürüz..





4 Temmuz 2013 Perşembe

sagu #3

orta anadolunun adamları acı acı çeker sigaralarını ciğerlerinin en ücra köşelerine. dert ve tasalarını düşünerek.hayatları dardır bilinçaltıları yoktur. umarsız sigara içerler.sadece duman.bazen de alkol içerler ,ellerine para geçtiğinde , cigerlere bayram.düşünmezler .sadıklardır vatan toprağına, atalarına. ötekidir aslında. ötekileştirilmiştir. kırmızı çakmaklarıyla yakarlar sigaralarını askerde nöbette ya da işte gece mesaisinde iken .ekmek 70 kuruş maaş 700 lira.kışları soğuk ve kar yağışlı,  yazları sıcak ve kurak.

4 Mart 2013 Pazartesi

Keep calm and eat menemen

olcay'ın bjk tv'ye verdiği röportajdan bir minik diyalog;
muhabir:bu son dakika golleri kaçırdığımız bir gol de vardı senin trabzon mücadelesinde kaçırdığın bir gol vardı,son dakikada yediğimiz goller bu sezon beşiktaşın ne yazık ki beşiktaşın son dakika golleriyle kaderi çiziliyo diyebiliriz,bu tabi daha fazla bi yıkım etkisi yaratıyo mu üzerinizde moral olarak en azından?
olcay:tabi ki çünkü ıııı sonuçta çok mücadele ediyosun ııı mücadele ediyosun gine mücadele ediyosun ondan sonra son saniyede bütün mücadelen boşa gidiyo ama ııııı inanıyorum ki ıııı bu sezon işte ııııı beşiktaş en iyi futbolu oynuyo,çok gol atıyoruz çok da gol yiyoruz ıııı ama sonuçta ıııı inanıyorum ki ıııııı türkiye futbolunun en iyi futbolunu beşiktaş oynuyo.galatasaraylı olsun fenerli olsun konuşunca diyolar ki bizi beşiktaşlı etceksiniz bu gidişle diyo.o bizi mutlu ediyo.ve sonuçta biz ııııı bu sene çok ııı kriz bi sene geçiriyoruz,kimse bizi böyle beklemiyodu ve böyle beklemedikleri halde biz müthiş bi futbol oynadığımız üstüne böyle bi kayıplar oluyo bizim büyük büyük şanssızlıklarımız oluyo işte,onun üstüne de böyle üzüntücü tepkiler gelince de tabi ki biz de daha çok üzülüyoruz.sonuçta yani bizde her maçı kazanmak istiyoruz,olmayınca da olmuyor.


diyalog uzun ve yorucu gelebilir.olcay aslında demek istemiş ki;

10 Şubat 2013 Pazar

" bugün hıdrellez.anam erken kalkmış, ırmak kenarına gitmiş.kızılırmakın kıysındakikumlara şekiller çizecek.küçük çakıllardan evler , kamıştan figürler yapacak, derme çatma. yeğenlere çocuk, torunlara ev, bana da üniversite dileyecek. o gün pazar galiba okula gitmemişim. kaç gündür elimden düşürmediğim kitaba dalmışım 'Darağacında Üç Fidan' . hüseyin inan memlketi sarız'a gelmiş, kaçak. alıcı kuşlar peşinde. anası sarılmış yavrusuna bilmiyor başında neler var. oğlu yorgun, uyuyacak. yorgan kısa geliyor. anası kaygılanıyor hüseyin üşür diye."bi dahaki gelişine" diyor, "yorganı uzatayım" . "boşuna zahmet etme" diyor hüseyin, "belki gelemem". niye böyle konuştuğunu anlamıyor anası. tam burada ağlıyorum, yorganın içine saklanarak.nevşehir lisesinde ülkücü olarak ayrılırken siyasala sosyalist olarak girmiştim. sebebi basit: hüseyinin annesinin kısa gelen yorganı. "
                                                                   ercan kesal'ın 27.01.2013 tarihli radikal gazetesinden alıntı.

 ercan kesal'ı bir zamanlar anadoludaki muhteşem muhtar performansıyla hatırlayanlar için

4 Şubat 2013 Pazartesi

Beşiktaş seninle ölmeye geldik!

eskisiyle yenisiyle yaşadığımız sakatlıkları şöyle bir düşününce bizim topçular 'beşiktaş seninle ölmeye geldik' olayını biraz fazla mı ciddiye alıyorlar diye düşünmedim desem yalan olur.tabloya bir bakar mısınız,bu beşiktaşın tıp bilimine olan güveni yerle bir etme projesi degil de nedir;

hugo almeida:önce üç hafta sakattı sonra bir haftada iyileşti ardından ilk onbire döndü şimdi de 4 ila 6 hafta arası sakat
dentinho:neredeyse dün gelmesine rağmen gerçek bir beşiktaşlı olmakta hiç gecikmedi ve şimdi 4 ila 5 hafta boyunca sürecek bir sakatlıkla mücadele etmek zorunda dişleri ayrık sambacımız
ismail köybaşı:aynı bölgeden yaşanan iki sakatlık ve sezonun başlamadan bitişi
mustafa pektemek:6 aydır sakat
manuel fernandes:iki aya yakın süre sakatlıktan çıkamadı,hala da tam iyileşti denemez
uğur boral:bir erken sezon finali daha
mehmet akgün:bir buçuk ay süren bir sakatlık yaşamıştı sezonun ilk devresinde
muhammed demirci:sahada pek göremesek de revirde çok aktif olan muhammed ilk devre bir buçuk ay sakatlık yaşayan diğer bir ismimiz.

umarım listeyi güncellemek zorunda kalmayız ama şu an durumumuz tam olarak alttaki videodan ibaret.tanrı iç yan çapraz bağlarınıza zeval vermesin efenim,hoşçakalın.

31 Ocak 2013 Perşembe

Ah beyim yapma dur

''
ah beyim yapma dur
bir kızım var benim
aslında doğmadı henüz
ama kalbimi emer
beyim dur biraz
nerde benim düş payım
gönlüme geçmez liran
biraz izin ver unutayım''

29 Ocak 2013 Salı

Al birini vur ötekine





mizah,rakiple alay etme,rakibi kızdırma,taraftarlik,taraf olma ve ezeli rekabetin tarafları olma bu seviyeye geldiyse ben en iyisi kendime güzelinden bi sığınak bakmaya gideyim.
adettendir:vitaminden beşiktaşlıyım

25 Ocak 2013 Cuma

Biçarelere gelince

Dücane Cündioğlu-felsefe ve sinema kitabından alıntıdır;

''sonuç itibariyle sıfatı insan olan varlık,hakikati iki şekilde düşlemliyor,niteliksel ve niceliksel olarak.fizikçilerin dayanağı doğa,matematikçilerin ise zihin.buna mukabil siyasilerin dayanağı güç,tüccarlarınsa para.filozofların dayanağı us,sanatçıların esin.
biçarelere gelince,hani şu haklarında en çok konuşulup da en az anlaşılanlara,yoksullara,baldırı çıplak dervişlere,nur yüzlü delilere,tenhada kalmış şairlere,hakikat ateşini iki elleriyle avuçlayan abdallara...onların dayanağı ise sadece tanrı.
bir tanrı..''
 


24 Ocak 2013 Perşembe

David Hawkins #2

şampiyonluklardaki emeğine kimse bişey diyemez geyiğinden ziyade beşiktaştaki hizmetlerine kimse saygısızlık edemez demek daha doğru olur bu adam için.bizden kopuş aşaması ve sonrası ise tamamen kişinin eleştirel bakış açısıyla alakalı.tamam ben de bizde kalsın diye çok dualar ettim ama senin benim gibi kara talihi ak mazisi için sevmiyor bu insanlar bizim canımızın içi takımımızı.o yüzden 'çocuklarımın okul taksidini ödemek için' deyip daha çok para vereni sevebiliyorlar.Hawkins'in ise saygıyı hakettiği noktası da tam burda başlıyor zaten.parasını alıp işini en layıkıyla yerine getirdiği için.ha normali bu değil mi kardeş derseniz,normali bu ama bu ülke bu gözler 'al maaşı salla başı' mottosuyla gün geçiren o kadar çok isim gördü ki hawkins'in normal davranışı onu bir anda hem bjk'nin hem cimbomun kaptani yapacak kadar değerli hale getirdi.
hal böyle olunca ben hawkins'e ve oyununa saygi beslemeye devam ettim.sevgi bitmiş olabilirdi ama saygıyı haketmeyecek bir durumu da yoktu.taa ki bir takımın sisteminin en kilit adamı ve o takımın kaptanı olmasına rağmen kendi insiyatifiyle 'keyif verici' madde kullanmasına kadar.bu haberin ögrenildiği andan itibaren kendisi benim gözümde tüm saygısını yitirmiştir ve dalga geçilecek statüye yükselmiştir.sen kendine saygı duymazsan biz napabiliriz ex-kaptan?

23 Ocak 2013 Çarşamba

Nadas iyidir

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum
Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için
Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa
Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan
Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık
Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen

Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.
Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil